Otomotiv Sektöründe Değişimin Hızı Artıyor:
Üreticiler, Tüketici Beklentilerini Karşılamak için Kullanıcı Arayüzlerini ve İş Modellerini Geliştirmek Zorunda
PwC’nin 11. Yıllık Dijital Otomotiv Raporu’na göre, otomotiv sektörü hızla değişiyor. Bağlantılı, elektrikli, otomatik ve akıllı araçlara olan talep artıyor. Bu değişim, üreticilerin kullanıcı arayüzlerini ve iş modellerini geliştirmesini zorunlu hale getiriyor.
Araştırmaya göre, tüketiciler arasında aracın bir platform görevi gördüğü, yazılım tabanlı mobilite hizmetleri sunan isteğe bağlı özellikler (ODCF) yükselişte. Navigasyon, güvenlik ve akıllı telefon yansıtma gibi hizmetler en çok tercih edilenler arasında yer alıyor.
Ülkelerin BEV tercihlerinde Çin en yüksek orana sahip. Almanya’daki tüketicilerin %35’i, ABD’dekilerin ise yaklaşık %50’si bir sonraki araç alımlarında bataryalı elektrikli araçları düşünüyor. Çin’de ise bu oran %90’a ulaşıyor.
Otonom araçlar hakkında ise tüketici kabulünün Almanya ve ABD’de düşük seyretmeye devam ettiği görülüyor. Çin’de ise tüketicilerin bu teknolojiye çok daha açık olduğu görülüyor.
Araştırma, her ülkedeki tüketicilerin karbondioksit emisyonları azaltmak için farklı öncelikleri olduğunu da ortaya koyuyor. Almanya’da kısa mesafelerde yürümek veya bisiklet kullanmak, ABD’de elektrikli araçlara geçmek, Çin’de ise toplu taşıma kullanmak en yaygın tercihler arasında yer alıyor.
Araştırma sonuçlarını değerlendiren Strategy& Türkiye Şirket Ortağı Kağan Karamanoğlu, “Otomotiv sektöründeki oyuncular, bağlantılı, elektrikli, otomatikleştirilmiş ve akıllı mobilite ile ilgili çeşitli stratejik zorluklarla karşı karşıya. Araştırmamız gösteriyor ki başarı faktörleri de çeşitli etkenlere bağlı. Öncelikle düzenleyici, gerçekleştirici veya etkinleştirici olsun, herkes ekosistemde rolü konusunda net olmalı. Bir teklif portföyü oluşturup kaynaklarını buna göre tahsis etmeli. Uygun tekliflerin seçiminde bütünsel ve istikrarlı yaklaşımın bir değer yarattığı görülüyor. Son halkada ise tutarlı, uyumlu ve çok katmanlı bir ekosistem mantığına göre portföyü önceliklendirip aktif bir şekilde yönetmenin gerekliliği ortada. Sektörün tüm oyuncuları yetkinliklerini yeniden gözden geçirerek geleceğe uyum sağlayabilirler” dedi.
Karamanoğlu, Türkiye’deki otomotiv sektörü hakkında ise, yeni mobilite ekosistemine adaptasyonun önemini vurgulayarak, “Türkiye’nin yeni mobiliteye en etkili ve hızlı şekilde ayak uydurması sektörün geleceği için kritik. TOGG’un kısa zaman önce ön sipariş alımına başlaması, Çinli BYD’nin Türkiye distribütörlüğü için niyet mektubu imzalaması ve Tesla’nın Türkiye pazarına giriş için hamleleri, Türkiye otomotiv sektörünün evrilen mobilite ekosistemine adaptasyon ihtiyacını hızlandırabilecek önemli gelişmeler olarak görülebilir. Adaptasyonun en hızlı yollarından biri ise, otomotiv değer zincirindeki tüm oyuncuların ekosistemdeki konumlarını gözden geçirmeleri ve gerekirse yeniden tanımlayarak portföylerini revize etmeleri olabilir. Özellikle son yıllarda yapmış olduğumuz çalışmalar, bizlere sektörün öncü oyuncularının ekosistem stratejilerini oluşturma eforlarını arttırdıklarını, iş birliği olasılıklarını hiç olmadığı kadar derinlemesine incelediklerini ve dönüşüm yol haritalarını şekillendirmeye odaklandıklarını gösteriyor. Benzer yaklaşımın tüm sektör oyuncuları tarafından benimsenmesi, sektörün geleceğe hazırlanması için önem arz ediyor” dedi.
Kaynak: PİYOP / Piyasa Operasyon Merkezi